Finansal olarak formda olmak, tıpkı fiziksel olarak zinde kalmak gibi bir denge işidir. Nasıl her gün belirli bir adım sayısını tamamlamak istiyorsan, paranı da aynı disiplinle yönetmen gerekir. Bunun için haftalık yürüyüş programı gibi bir bütçe planına ihtiyacın var. Ama gerçekçi bir plan olmazsa, işler yolda kalır.

Peki Türkiye’de yükselen fiyatlar, dalgalı gelirler ve yaşam pahalılığı içinde bu mümkün mü? Elbette! Sana uygun, sürdürülebilir bir bütçe sistemiyle bunu başarabilirsin. İşte başlamak için iki basit ve etkili yöntem.

1. 50/30/20 Kuralı: Harcama Dengenle Tanış

Bu yöntem, gelirini üç temel kategoriye ayırmanı öneriyor:

%50 – İhtiyaçlar

%30 – İstekler

%20 – Tasarruf ve borç ödemeleri

%50’si ihtiyaçlara

Kira, elektrik, su, doğalgaz, temel gıda gibi vazgeçilemeyecek giderleri bu kategoriye dahil et. Örneğin Netflix ya da kahve zinciri harcamaları bu kısma girmez. Toplam gelirinin yarısından fazlası bu ihtiyaçlara gidiyorsa, endişelenme. Az sonra bu konuda bazı önerilerimiz olacak.

%30’u istekler için

Hayat sadece faturaları ödemekten ibaret değil. Bu kısım, sana keyif veren ama zorunlu olmayan harcamalara ayrılır. Sinema, dışarıda yemek, kıyafet, tatil gibi harcamaları buraya dahil edebilirsin.

%20’si tasarruf ve borç ödemesi

Kalan geliri birikim yaparak ya da kredi kartı borcu, ihtiyaç kredisi gibi mevcut borçları azaltarak değerlendir. Borçlarını ödedikçe, bu oranı doğrudan birikimlerine aktarabilirsin.

Planını özelleştir

İhtiyaçlar kategorisi gelirinin yarısını aşıyorsa, gözden geçirme zamanı gelmiştir. Örneğin; daha uygun fiyatlı market ürünlerine yönel, cep telefonu tarifeni kontrol et ya da taşıt sigortanı yeniden değerlendir. Küçük görünen bu değişiklikler bütçene ciddi katkı sağlar.

Bu yöntem basit ve sürdürülebilir olduğu için birçok kişi tarafından tercih edilir. Ancak sana uymadığını düşünüyorsan, sıradaki yönteme göz atalım.

BENZER  Kişisel Finans Stratejileri: Sıfırdan Tasarruf Hesabı Oluşturmak

2. Önce Kendine Öde: Ters Bütçeleme

Bu yöntemde, klasik bütçelerin tam tersine hareket ediyorsun. Önce birikim, sonra harcama.

İlk adım: Tasarruf önceliğin olsun

Maaşını aldığın gün, belirlediğin bir tutarı doğrudan birikim hesabına aktar. Bu 500 TL olabilir, 2.000 TL olabilir. Hedefin senin durumuna göre değişebilir. Önemli olan bu tutarı harcanabilir bütçeden uzak tutmak. Hatta bazı dijital cüzdan uygulamaları ile bu parayı “görünmez” yapabilirsin.

Sonra kalanla plan yap

Tasarruf ettikten sonra kalan parayı faturalar, borçlar ve temel ihtiyaçlar için kullan. Bu harcamaları yaptıktan sonra elinde ne kaldıysa, keyfi harcamalarını onunla planla.

Planını senin gibi yap

Maaşın düzenli değilse, esnek kurallar belirle. Örneğin maaşın 20.000 TL’den azsa %10’unu, daha fazlaysa %20’sini biriktir. Gelir durumuna göre oranları esnetebilirsin. Önemli olan bu alışkanlığı oturtmak.

Bütçeni zamanla geliştir

Tıpkı spor yaparken ilk başlarda kaslarının ağrıması gibi, bu süreçte de zorlanabilirsin. Ama zamanla bu senin için doğal hale gelecek. Hedefin bir maraton koşmak değil; her ay biraz daha bilinçli olmak.

Bütçeni yazarken uygulamalar kullanabilir, her ay sonunda bir “finansal değerlendirme günü” yaparak nasıl ilerlediğini kontrol edebilirsin.

Unutma, finansal zindelik bir alışkanlıktır

İlk seferde mükemmel sonuçlar almayı bekleme. Deneme-yanılma yöntemiyle sana en uygun bütçeyi zamanla keşfedeceksin. Ama en önemlisi: başlamak. Çünkü paranı kontrol ettiğinde, hayatının kontrolünü de ele alırsın.